Periodontoloji
(Diş eti hastalıkları tedavisi)

Periodontoloji; periodontal dokular dediğimiz serbest diş eti, yapışık diş eti, peridontal lifler ve ağız mukozasında oluşan rahatsızlıkları tedavi eden bir bilimdir. Birçok insan zaman içerisinde diş eti kayıplarına uğrar. Dişlerin etrafındaki kemik erimesine bağlı olarak diş etleri de rahatsızlanır. Periodontoloji burada kaybedilen diş etini çeşitli operasyonlarla tekrar kazanılmasını sağlamaya çalışır.

Diş taşı temizliği zararlı mıdır?
Yetişkinlerde diş kayıplarının büyük bir kısmı, diş etlerinden ve dişleri çevreleyen kemikten kaynaklanır. Diş eti hastalıklarına, film tabakası kalınlığında, dişlerin ve diş etlerinin yüzeyine yapışan ve plak denilen bakteriler sebep olur. Eğer plak temizlenmezse tartar (kalkülüs) denilen diş taşlarına dönüşür. Plak ve diş taşlarının birikmesi ağızımızda tahrip edici bakterilerin çoğalmasını sağlar ve bunun sonunda diş ve diş eti arasında cep denilen boşluklar ve diş eti çekilmeleri oluşur. Bakteriler dişin çevresindeki kemik tahribine yol açan enzimleri salgılarlar. En sonunda da diş kaybedilir. Diş taşı temizliği diş eti hastalıklarıyla mücadelenin temelini oluşturur. Çünkü diş eti hastalıkları ile başa çıkabilmek için plakların, tartarların ve dişeti cebindeki bakterilerin ağız ortamından uzaklaştırılması gerekir. Ultrasonik cihazlarla ya da uygun el aletleriyle yapılan müdahaleler sonucunda bu zararlı oluşumlar çıkarılır. Bu aletler diş minesine kesinlikle zarar vermezler. Çünkü diş hekimlerince kullanılan profesyonel aletlerdir. Diş taşlarını temizlerken hava, su ve püskürtülen özel bir temizleme tozundan da faydalanılır. Diş temizliğinin ilk amacı plakların, tartarların ve hastalıklı bazı dokuların ağız ortamından uzaklaştırılmasıdır.

Dolayısıyla zararlı değil, bilakis faydalı bir tedavi metodudur. Daha önceden diş taşları nedeniyle dişetleri çekilmişse, diş taşlarını temizleyince de doğal olarak diş kökleri açığa çıkar. Kişiler diş taşlarını temizletince köklerinin açığa çıktığını zannedebilirler. Aslında onlar önceden kötü ağız bakımı ve diş taşları sebebiyle oluşmuş çekilmelerin sonucudur. Yapılan temizlik işleminin bir sonucu değildir. Diş taşı temizliği çok sık yapılıyorsa bu, ağız hijyeniniz iyi olmadığı anlamına gelir. Ortalama 6 ayda bir gittiğiniz diş hekiminiz sizi bu konuda uyaracaktır. Unutmayın ki diş temizliğinden sonra yeniden diş taşı oluşumunu engellemek sizin elinizdedir. Dişlerinizi, diş hekiminizin gösterdiği şekilde fırçalayarak ve ara yüz bakımını yaparak istenen ağız sağlığına kavuşabilirsiniz. Dişlerinizi temizlettirdikten sonra hızlı bir şekilde yeniden diş taşı oluştuğunu düşünüyorsanız fırçalama şeklinizi gözden geçirmelisiniz. Temizlenen bir yer yeniden kirleniyorsa iyi bakılmadığı anlamına gelir. Ağız sağlığının genel vücut sağlığının bir parçası olduğunu düşünerek dişetlerinizin bakımını ihmal etmeyin ve gerekiyorsa dişlerinizi mutlaka temizlettirin.

Diş Tedavisi
Çürük veya travma nedeniyle dişte oluşan kayıplar, renk bozuklukları, çarpıklıklar estetik dolgularla restore edilmektedir. Diş tedavisinin amacı, diş çürüklerinin temizlenmesi ve oluşan boşluğun (kavite) yapay bir dolgu malzemesiyle doldurulmasıdır. Diş çürüğü günümüzde birden fazla sebebe bağlı olarak diş dokularında oluşan bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.

Diş Çürüğünün Etkenleri
Bakteri plağı
Karbonhidratlı gıdalar (Şeker, un vb.)
Bünyesel etkenler (Dişin yapısı, tükürüğün bileşimi vb.)
Zaman (Besinlerin ağızda kalma süresi)
Ağızda bakterilerin oluşturduğu bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişin mineral dokusunu çözer ve dişin minesini bozarak diş üzerinde kavite adını verdiğimiz oyukların oluşmasına neden olur.

Teşhis ve Tanı Yöntemleri
Diş çürükleri dişin çiğneme yüzeyinde, dişlerin birbirine temas eden ara yüzlerinde veya dişlerin boyun bölgelerinde oluşabilir. Gözle görülebilen yüzeylerde oluşan kahverengilik veya oyukların tespit edilmesi kolaydır. Fakat bu belirtileri oluşturmamış çürüklerde röntgen teşhisi de gerekebilir. Dişin mine dokusunda başlayan çürüme tedavi edilmediğinde dentin dokusuna ilerler. Dentin, mineye göre daha kolay çözünen bir yapıdır ve bu nedenle çürük ilerlemesi daha hızlıdır. Dentin dokusuna erişmiş bir çürüğü olan hastada bir etken sonucu ortaya çıkan sıcak, soğuk, ekşi, tatlı hassasiyeti olabilir. Bu ağrı etken ortadan kalktığında kendiliğinden geçer. Eğer ağrı sürekli hale gelmişse çürük dişin damar-sinir paketinin toplandığı pulpa tabakasına ilerlemiştir ve kanal tedavisinin gerekli olduğunu bize düşündürür.

Kompozit Dolgu
Silikondioksit parçacıkları içeren bir plastik karışımıdır. Çeşitli renk seçenekleriyle dişte fark edilmez ve estetik / beyaz dolgu olarak da adlandırılır. Bir dönem sadece ön dişlerde kullanılan materyal, çeşitli yöntemlerle güçlendirilerek arka dişler için de uygun hale getirilmiştir. Özel bir bağlayıcı ajan kullanılarak dişe yerleştirilen dolgu malzemesi ışık cihazıyla sertleştirilir ve cilası yapılır.

Porselen Dolgu
Porselen dolgularda hazırlanan kaviteden ölçü alınır ve laboratuvara gönderilir. Hasta bir sonraki seansa geldiğinde cilalanmış olan porselen dolgu kaviteye yapıştırılır.

Amalgam Dolgu
Gümüş, kalay ve bakır alaşımının yüzde 45-50 oranında civa ile karıştırılmasıyla elde edilir. Çürükten temizlenen kavite, amalgam dolgu malzemesi ile doldurulduktan sonra, o bölgenin iki saat kullanılmaması ve 24 saat sert bir şey çiğnenmemesi önerilir. 24 saat sonra iyice sertleşen dolgu cilalanır. 

Çalışma Saatlerimiz

  • Pazartesi
    09:00 - 18:00
  • Salı
    09:00 - 18:00
  • Çarşamba
    09:00 - 18:00
  • Perşembe
    09:00 - 18:00
  • Cuma
    09:00 - 18:00
  • Cumartesi
    09:00 - 13:00
  • Pazar
    Kapalı